RÖPORTAJ: MURAT AVCI
Türk Sineması’nın ünlü ismi Leyla Somer, sokak hayvanlarına yapılan eziyete isyan ediyor. Hayvanlar
için yapılan barınakların kontrol altında tutulması gerektiğini dile getiren Somer, tüm sanatçı
dostlarını da hayvan haklarını korumak için göreve davet ediyor. Sinemayı, kamera karşısına geçmeyi
çok özlediğini her fırsatta ifade eden Leyla Somer,dizi ve sinema filmi projelerinde kendilerine neden
yer verilmediğini anlayamadıklarını söylüyor. Ünlü oyuncuyla dobra dobra konuştuk.
SOKAK HAYVANLARI İÇİN GECENİZİ GÜNDÜZÜNÜZE KATARAK ÇALIŞIYOR SUNUZ EVİNİZDE HAYVAN
BESLİYOR MUSUNUZ?
Evet barındırıyorum. Evimde 3 kedim var… Bu kedilerimin yanı sıra sokak hayvanlarına da bakıyorum.
Aldığım mamaları sokak hayvanlarına yediriyorum… Dilsiz dostlarımıza yapılan işkenceler canımı
acıtıyor…(Gözleri doluyor…) Düşünsenize bazı kendini bilmezler ellerindeki sopalarla, hatta silahlarla
köpeklere zarar veriyor. Haberleri izledikçe çıldırıyorum. Hayvanlara şiddet uygulayan o canileri
izledikçe yerimde hop oturup hop kalkıyorum.
BARINAKLARDAKİ GÖREV GÖNÜLLÜLERE VERİLMELİ
Bu vahşeti yapanlara insan demek gerçekten çok zor. Sokaklarda yaşayan hayvanlara belediyeler
tarafından barınaklar yapılıyor. Ancak bazı barınaklarda görev yapan çalışanlar hayvanlara bakamıyor.
Bunlar bilinçsiz insanlar. Bu görev gönüllülere verilmeli. Kısırlaştırma seferberliği başlatılmalı.
Hayvanlar kısırlaştırıldıktan sonra sokağa bırakılmalı. Barınaklardaki hayvanlar aileler tarafından
sahiplendirilmeli.
KEDİLERİNİZLE BİRLİKTE KAÇ HAYVANA BAKIYOR SUNUZ?
Kedilerimle birlikte 100 sokak hayvanına bakıyorum. Bununla da mutluluk duyuyorum. Buradan sanat
dünyasına seslenmek istiyorum. Sanatçı arkadaşlarımız hayvan hakları konusunda konuşmalı. Sokak
hayvanları için çaba sarfetmeli. Hayvanlar için 2 otomobilimi sattım.
UZUN YILLARDIR SETLERE UZAKSINIZ BUNUN NEDENİ NE?
Ahhh Murat bey, nasıl anlatacağımı bilemiyorum. Biz Yeşilçam kökenli oyuncular istediğimzle
setlerden uzaklaşmadık. Fatma Belgen, Meral Orhonsay, Meral Zeren gibi birçok önemli oyuncu
neden dizlerde yok. Bizler neden gündemde değiliz inanın bizde bilemiyoruz. Ben setleri çok özledim.
Teklif gelseydi mutlaka değerlendirirdim. Ekonomik anlamda durumu iyi olmayan, yalnız başına
yaşayan bakıma ihtiyacı olan yaşlı oyuncular için bir bakım evi yapılmalı. Türk Sineması’na yıllarını
veren bu insanlar bu bakım evinde yan yana iç içe yaşamalıdır. Darülaceze başta olmak üzere birçok
huzur evinde yaşaya sinema oyuncuları var. Bazı oyuncu arkadaşlarımız yalnız başına oralarda son
nefesini verdi.
YEŞİLÇAM SİZCE DE VEFASIZ MI?
Evet kesinlikle çok vefasız… Maalesef insanlar da çok vefasız. Dostluklar arkadaşlıklar yok olmuş, her
şey para olmuş, her şey maddiyat olmuş. O kadar çok üzülüyorum ki anlatamam. O nedenle içime
kapandım. Sadece sokak hayvanlarıyla ilgileniyorum. Onları doyuruyor ve besliyorum. Yürüyüşlere
katılıyorum. Araştırmalar yapıyor, tedavilerini yaptırıyorum. Tamamıyla kendimi sokak hayvanlarına
adadım. İnsanlardan uzaklaştım çünkü, görüyorum ki insanlar çok vefasız. He rşey menfaata dönmüş.
Zamanında benim telefonlarım susmazdı ‘Aman Leyla hanım beni de dizi de oynat. Ya da sahne
aldığın yere beni de çıkar’ diyen o insanların hiç biri yok. Hiç biri arayıp sormuyor. Çok acımasız bir
zamandayız. Çok kırgınım insanlara, çok kırgınım hayata. Bizim dönemimizde sponsorluk olayı yoktu.
Kıyafetlerimizi, kuaförlerimizi, makyajımızı, yolumuzu yani anlayacağınız her şeyimizi kendimiz
gideriyorduk. Sinemadan kazanmadım değil, para kazandım tabi ki. Ancak zengin bir sevgili
edinmedim, arkama güçlü bir adam almadım. Starlarla savaşıyordum. O nedenle en iyi sahne
kıyafetini alıp giymek zorundaydım. Kuaförüm hep yanımdaydı. Çok iyi olmak zorundaydım. Çok iyi
giyinmek zorundaydım. Çok şık olmak zorundaydım. Ayakkabılarımı ya yurt dışından, ya da en iyi
mağazadan almak zorundaydım. Kazandığım paralardan çoğu bunlara gidiyordu.
SİZ DE ÇOCUK GELİNDİNİZ ÇOCUK GELİNLER İÇİN NELER SÖYLEYECEK SİNİZ?
Kesinlikle çok karşıyım. Çocuğun çocuğu olamaz… Çocuklarımız okumalı, ekonomik özgürlüğünü eline
almalı. Benim rahmetli canım annem de çocuk gelindi. Derler ya ön tekerlek nereye giderse arka da
oraya gider diye. Ben de çocuk gelin oldum. Ben de 16 yaşında evlendim. Bu evlilikten erkek çocuğum
dünyaya geldi. Yani çocuk yaşta çocuğum oldu 16-17 yaşında… Çünkü bilinçsizdim, çocuk gelindim.
Annem ben daha karnındayken babamdan ayrılmış. Ayrılmak zorunda kalmış. Baba sevgisinden uzak
büyüdüm. Hiç baba sevgisi bilmiyorum. Durum böyle olunca da evlendirildim. Bu evlilikten çocuğum
oldu. İyi ki de olmuş. Hayat biçimim yaşama sebebim o…Evladıma çok düşkünüm.
HİÇ UNUTMADIĞINIZ BİR ANINIZI BİZİMLE PAYLAŞMAK İSTER MİSİNİZ?
1990 yılında Ankara Başkent Gazinosu’nda İbrahim Tatlıses ile birlikte sahneye çıkıyordum.2,5 aylık
bir sözleşmem vardı. Gazinoya çıkmamın 10’uncu günüydü. Gazino sahibi beni odasına çağırdı ve
ahlaksız teklifte bulundu. Ona sert tepki gösterince sözleşmemi fesh etti. Bavulu toparlayıp
gidiyordum İbrahim Tatlıses le karşılaştık. Neden ayrıldığımı sorduğunda yaşanan olayı anlattım. Bana
bir yere gitmiyorsun diyerek beklememi istedi. Çıkıp işletme sahibine ağzından geleni saymıştı.